Akciğer, vücudun oksijen gereksinimini sağlayan önemli
organlarından biridir ve hücrelerden oluşur. Hücreler akciğerin normal olarak
görevini yapabilmesi için ihtiyaç doğrultusunda bölünerek çoğalır. Akciğer kanseri ise yapısal olarak normal
akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer
içinde bir kitle (tümör) oluşturması ile ortaya çıkar. Burada oluşan kitle
öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara
veya dolaşım yoluyla uzak oranlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb. gibi)
hasara yol açar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir. Akciğer kanserleri
mikroskop altında izlenen hücrelerin görüntüsüne göre iki ana guruba ayrılır.
1. Küçük hücreli (yulaf hücreli) akciğer kanseri 2. Küçük hücreli-dışı akciğer
kanseri. Bunlar mikroskop altında izlenen kanserli hücrenin görüntüsüne göre
ayrılır.
Küçük Hücreli Dışı
Akciğer Kanseri
Tüm akciğer kanserlerinin yüzde 75' ini oluşturur. Yassı
epitel hücreli, büyük hücreli ve adeno kanser olarak üç gruptan oluşur.
Küçük Hücreli Akciğer
Kanseri
Daha nadir görülen bu tür, oldukça hızlı seyirlidir ve tanı
konduğu zaman çoğunlukla vücudun başka bölümlerine yayılmış olarak karşımıza
çıkar.
Risk Faktörleri
Nelerdir?
- Sigara, puro, pipo
(tütün) içimi: Akciğer kanserinin bugün ispatlanmış olan en önemli risk
faktörüdür. Sosyoekonomik düzeyi gelişmiş ülkelerde sigara içiminin başarılı
olarak önlenmesi sayesinde, bu ülkelerde akciğer kanseri sıklığı oldukça azalmıştır. Sigarayı
bıraktıktan 5 yıl sonra risk azalmakta,
ancak tamamen bitmemektedir. Sigarayı içmeyen ancak çevresinde içilen
kişiler de aynı şekilde bu riski taşırlar. Bu nedenle akciğer kanserini
önlemenin en iyi yolu sigaraya hiç
başlamamaktır.
- Asbest:
Madenlerde, gemi yapımında, yalıtım malzemesi yapımında kullanılır. Solunum
yollarında uzun süreli tahriş oluşturur.
- Radon: Evlerde,
toprakta doğal olarak bulunan, kokusuz radyoaktif bir gazdır.
- Verem hastalığı
(tüberküloz): Bu hastalığın yerleştiği akciğer alanında sonradan akciğer
kanseri gelişebilir.
- Daha önceden
akciğer kanseri geçirmiş olmak: Bir kere akciğer kanseri nedeniyle ameliyat
olmuş, veya ışın tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir kanser gelişme riski
vardır. Sigara içmek bu riski ayrıca arttırır.
Akciğer Kanseri’nin Belirtileri
Nelerdir?
Hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli
şikayete yol açmayabilir. Bu sinsi karakter, akciğer kanserini bu kadar
tehlikeli yapan en önemli faktördür. Eğer sigara kullanan ve buna bağlı kronik
bronşiti olan biriyseniz, mevsimsel öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik
kazanması, balgamda kan görülmesi, giderek artan nefes darlığı, özellikle
sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs
ağrısı kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdir. Ancak hastalığın
ilk aşamalarında, çoğunlukla bunların hiçbiri olmadan, iştahsızlık, halsizlik,
kilo kaybı ve terleme gibi şikayetler görülmektedir. Hiçbir bulgu vermeyen
hasta grubu da az değildir.
Akciğer Kanseri’nde
erken tanı mümkün müdür?
Akciğer kanserinin ileri evrelere gelmeden erken teşhis
edilmesi için şimdiye kadar düz akciğer filmleri balgamda tümör hücrelerinin
aranması (sitoloji) ve yüksek riskli insanlarda bronkoskopi denilen ucu ışıklı
bir boruyla solunum yollarının incelenmesi gibi yöntemlerin kullanıldığı birçok
çalışma yapılmıştır. Bunların hiçbiriyle akciğer kanserine bağlı ölümlerin
azaltılamadığı görülmüştür.
Tanı Nasıl Konulur?
Düz akciğer röntgenleri ile akciğerde kitle görülen
hastalara, öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir. Elde edilen üç boyutlu
görüntü ile kitleye nasıl ulaşılabileceğine karar verilir. Hastadan ya
tomografi rehberliğinde ya da bronkoskopi dediğimiz ince bükülebilir bir tüple
akciğerine ulaşılarak iğneyle parça alınır. Bu işleme biyopsi adı verilir.
Kanser tanısı bu biyopsi örneğinin patoloji kliniğinde incelenmesi sonucunda
kesinleşir. Doktorunuz şikayetlerinize göre ayrıca karın veya beyine yönelik
bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonans görüntüleme ve kemik taraması
(tüm vücut kemik sintigrafisi) gibi tetkikler isteyebilir.
Hastalık Aşamaları Nelerdir? (Evreleme)
Kanser tanısı
konduktan sonra hekiminiz öncelikle hastalığın yaygınlığını veya bir başka
deyişle hangi aşamada olduğunu (evre) saptayacaktır.
Hastalık;
- sadece akciğerin küçük bir bölümündeyse evre I,
- en yakın lenf bezelerine atlamışsa evre II,
- akciğer içinde akciğeri saran zara veya iki akciğer
arasındaki mediasten denen boşluğa veya buradaki bezelere yayılmışsa evre III,
- karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi gibi uzak organlara
yayılmışsa evre IV,
olarak adlandırılır. Doğru evreyi saptamak için hekiminizin
akciğer röntgeni, toraks ve batın bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonans
görüntülemesi, kemik taraması veya beyin bilgisayarlı tomografisi istemesi
gerekebilir. Hastalığın ameliyat için uygun evrede olup olmadığını anlamak için
mediastinoskopi denilen, boyundan yapılan bir kesiyle mediasten boşluğuna
ışıklı boruyla bakılması ve bu işlem sırasında lenf bezelerinden örnek
alınmasını içeren bir tetkik ayrıca yapılabilir. Eğer akciğer zarının iki
yaprağının arasında sıvı birikmişse, hekiminiz kaburgaların arasından bir
iğneyle girerek bu sudan patolojik inceleme için örnek alacaktır .Bu işleme ise
torasentez adı verilir.
Akciğer Kanseri Nasıl
Tedavi Edilir?
Küçük hücreli dışı
akciğer kanseri tedavisi: Hastalığın erken
evrelerinde (evre I ve II, bazı evre III hastalar) ameliyatla tümörlü doku, etraftan bir miktar
sağlam doku çıkarılarak, bazen tüm bir akciğer lobu alınarak temizlenebilir.
Genel olarak ameliyatla tamamen çıkarıldığı ve çevrede hiç hastalık kalmadığı
durumlarda başka tedaviye gerek yoktur.
Ameliyat sonrası hekiminiz sizi düzenli aralıklarla kontrole çağıracaktır. Nadiren ameliyat sonrasında
bazı hastalara ışın tedavisi (radyoterapi) tavsiye edilebilir.
Ameliyatla çıkarılması
mümkün olmayan evre III akciğer kanserinin esas tedavisi ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç
tedavisi (kemoterapi) ve radyoterapidir. Bu hastalarda iki yöntem sırayla
uygulanır.
Evre IV akciğer kanserinde kemoterapi yaşam sürenizi 3-6 ay
kadar uzatacak ve hastalığa ait şikayetlerin azalmasını sağlayacaktır. Ancak,
bu evrede kesin tedavi kararı siz ve aileniz ile görüşüldükten sonra
verilmelidir. Yaşamı çok uzatması beklenmeyen bir tedavi seçeneğinin yan
etkileri nedeniyle hayat kalitenizi bozma olasılığı varsa hekiminizle bu konuyu
tartışmanız uygun olacaktır. Evre IV hastalıkta, ışın tedavisi kansere bağlı
ağrı, kanama veya kemiğe, beyine yayılma söz konusu ise uygulanır.
Küçük Hücreli Akciğer
Kanseri Tedavisi:Bu kanser türünün tedavisine hastalığın sınırlı veya yaygın
oluşuna göre karar verilir. Sınırlı hastalıkta kemoterapi ve radyoterapi
ardışık veya eşzamanlı olarak uygulanır. Hastalığın beyine yayılma olasılığı
yüksek olduğundan ayrıca beyine koruyucu amaçlı radyoterapi yapılır. Nadiren
çok küçük çaplı tümörlerde cerrahi uygulanabilir. Yaygın hastalığın tedavisi
ise kemoterapidir. Kemoterapiye çok duyarlı bir tümör olmasına rağmen
tekrarlama riski çok yüksektir. Kemoterapi sonrası tekrarlamalarda hastanın
şikayetlerine veya hastalığın yayılım bölgelerine göre radyoterapi
uygulanabilir.
Kaynak: Türk Tıbbi
Onkoloji Derneği
Not: Buradaki metin genel bilgilendirme içindir. Kişisel
değerlendirme için doktor muayenesinden geçmeniz gerekir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder