Kolon ve
rektum, sindirim sisteminin kalın bağırsak denen kısmını oluşturur. Son 20
cm’lik kısmı rektum, buradan ince bağırsaklara kadar olan kısmı ise kolon
olarak adlandırılır. Toplam yaklaşık 1,5 m uzunluğundadır. Kolonun rektumla
birleştiği yer sigmoid kolondur. Kolonun ince bağırsakla birleştiği yere çekum
adı verilir. Kısmen sindirilmiş gıdalar ince bağırsaktan kolona gelir. Kolon su
ve mineralleri besinden ayırır, geri kalanı anüsten atılmak üzere depolar.
Kolondan başlayan kansere kolon kanseri, rektumdan başlayan kansere rektal kanser denir. Kolon ve rektum kanserleri bu organların iç yüzeyini örten tabakayı oluşturan hücrelerden gelişir. Sağlık Bakanlığı'nın istatistiklerine göre en sık görülen ilk 5 kanser arasındadır. Her yaşta görülebilmelerine rağmen en sık 50 yaşından sonra gözlenmektedir. Ortalama görülme yaşı 63’dür. Kadın-erkek arasında görüme sıklığı açısından pek bir fark yoktur. Kolorektal kanser kolon ve rektumun dışına çıktığında, kanser hücreleri genelde yakındaki lenf bezlerinde bulunabilir. Kanser hücreleri bu lenf bezlerine ulaşabilirse diğer bezlere, karaciğer ve uzak organlara ulaşabilir.
Bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler
İshal, kabızlık, bağırsakta tam boşalmama hissi
Dışkıda kan (parlak ya da koyu kırmızı)
Normalde olduğundan daha ince dışkılama
Genel abdominal rahatsızlık ( gaz, kramplar,
şişkinlik)
Bilinen bir neden olmaksızın kilo kaybı
Sürekli yorgunluk
Bulantı, kusma
Kalın bağırsak kanserlerindeki bulgu ve belirtiler, tümörün evresine göre değişir. Tümör bağırsak içene doğru büyürken bulgu vermezken, tam tıkandığında oluşan, hastanın gazını ve dışkısını çıkaramadığı duruma kadar değişen belirtiler verebilir. Burada klinik açıdan önemli bir durum sağ taraftaki bağırsak çapının soldan daha geniş olması ve geçişle ilgili belirtilerin daha geç olmasıdır. Kalın bağırsağın sağ tarafındaki tümörlerde gözlenen belirtiler dışkı ile birlikte fark edilmeyen kan kaybı ve bu kanamaya bağlı kansızlık, halsizlik, nefes darlığı, çabuk yorulma, dışkılama alışkanlarında değişikliktir. Zaman zaman kabızlık ve ishal atakları, karın ağrısı, karında şişkinlik, kilo kaybı diğer bulgulardır. Kalın bağırsak tümörlerinin en sık yerleşim yeri sol tarafdır, burası da kalın bağırsağın dar yerlerindendir. Bu yüzden sol taraf tümörlerinde bağırsak tıkanıkları karşımıza daha çok çıkmaktadır.
Kalın bağırsak kanserlerindeki bulgu ve belirtiler, tümörün evresine göre değişir. Tümör bağırsak içene doğru büyürken bulgu vermezken, tam tıkandığında oluşan, hastanın gazını ve dışkısını çıkaramadığı duruma kadar değişen belirtiler verebilir. Burada klinik açıdan önemli bir durum sağ taraftaki bağırsak çapının soldan daha geniş olması ve geçişle ilgili belirtilerin daha geç olmasıdır. Kalın bağırsağın sağ tarafındaki tümörlerde gözlenen belirtiler dışkı ile birlikte fark edilmeyen kan kaybı ve bu kanamaya bağlı kansızlık, halsizlik, nefes darlığı, çabuk yorulma, dışkılama alışkanlarında değişikliktir. Zaman zaman kabızlık ve ishal atakları, karın ağrısı, karında şişkinlik, kilo kaybı diğer bulgulardır. Kalın bağırsak tümörlerinin en sık yerleşim yeri sol tarafdır, burası da kalın bağırsağın dar yerlerindendir. Bu yüzden sol taraf tümörlerinde bağırsak tıkanıkları karşımıza daha çok çıkmaktadır.
Rektum tarafında yani makata yakın kısımdaki tümörlerde en
sık bulgu, dışkıya kan bulaşmasıdır. Burada dikkat edilecek durumlardan birisi
hemoroid denen hastalıkta da dışkıda kan gözlenir ve kişi bu durumu
karıştırarak teşhis ve tedaviyi geciktirebilir. Dışkılama alışkanlıklarında
değişiklik, dışkı çapının incelmesi, kabızlık, dışkılama sonrası tam
boşalamama, karında şişkinlik gözlenen diğer bulgulardır. Bu bulgulardan
şüphelendiğinizde doktora başvurmalısınız. Geç dönemde kalın bağırsak
kanserlerinin istenmeyen durumlarından biri barsağın tam tıkanmasıdır. Bundan
başka oluşabilecek durumlar arasında büyük damarın duvarının yıkılması sonucu
ciddi kanamalar, tümörün bağırsak duvarını delmesi, buna bağlı kalın
bağırsaktaki mikropların karın zarına yayılması, karın boşluğunda sıvı
toplanması şeklindedir.
Çoğunlukla bu belirtiler kansere bağlı değildir. Diğer başka
sağlık problemleri bu belirtilere yol açabilir. Ancak bunlardan herhangi birine
sahip kişilerin, erken tanı ve tedavi için doktora başvurması önerilir. Genelde
kanserin erken dönemlerinde ağrı olmaz. Ağrı olmasını beklemeden doktora
başvurmak kanserin erken tanısında önemlidir.
Tanı Konması
Diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanserleri de iyice
büyüyene kadar belirti vermezler. Bu nedenle amaç, daha kanserde belirti yokken
tümörü ortaya koymak olmalıdır. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin kanser
için taranması poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur.
Poliplerin erkenden tanınıp çıkartılması, kolorektal kanseri önleyebilir. Erken
tanı konulduğunda, kolorektal kanserin tedavisi daha etkin olabilir. Bu nedenle, 50 yaş üstündeki kişiler
izlenmeli ve kolorektal kanser için artmış riski olan kişiler daha erken tarama
programına alınmalıdır.
Erken tanıda
kullanılan tarama testleri şunlardır:
Dışkıda gizli kan testi: Kanserler ve polipler kanadığından
bu test ile dışkıda az miktarda kanı saptamak mümkündür. Ancak hemoroid gibi
kanser dışı kanama nedenleri de bu testte pozitifliğe yol açabilir.
Sigmoidoskopi:
Rektum ve sigmoid kolon denen bağırsağın son 60 cm’lik kısmı görüntülenir.
Polip tespit edilirse polipektomi denilen bir işlemle çıkartılmasına olanak
sağlar.
Kolonoskopi: Tüm
kolonun iç duvarı görüntülenir, varsa polipler çıkartılabilir.
Rektumun parmakla muayenesi: Doktor vazelinle
kayganlaştırarak eldivenli parmağı ile rektumu muayene eder.
Çift kontrastlı
baryumlu kolon grafisi: Makattan beyaz opak madde verildikten sonra çekilen
filmlerle tümörü göstermeyi sağlar. Büyük tümörleri göstermede faydalıdır ancak
kolonoskopi kadar güvenilir değildir.
Tarama ve tanı
hakkında araştırmalar: Polipler ve kolorektal kanserin saptanması konusunda
yeni teknikler denenmektedir. Bunlardan biri kolonun bilgisayarlı taraması,
diğeri dışkı örneklerinde yapılan genetik testlerdir. Bu testler henüz rutin
kullanıma girmemiştir.
Kolon Kanserinden Korunma
Kalın bağırsak kanserlerinden korunmada tarama yöntemlerinin
yanı sıra riski azaltıcı bazı basamaklar da mevcuttur. Örneğin fiziksel
egzersiz, aşırı kilolardan kurtulmak, sigara ve alkol kullanmamak, yüksek
lifli, düşük yağ içerikli gıdaları tüketmek bunlardan birkaçıdır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder