Kanser vücutta bir dokunun anormal şekilde
çoğalmasıyla ortaya çıkan, çıktığı dokuyu harap eden ve ayrıca çevreye ve /
veya uzak dokulara da yayılabilen kötü huylu bir hastalıktır. 0 - 17 yaş
arasında görülen kanser türlerine çocukluk çağı kanserleri denir.
Çocuklarda kanser görülme sıklığı nedir?
Dünyada yılda 160.000 çocuk, Türkiye’de ise
yaklaşık 2.500-3.000 kadar çocuk kanser tanısı almaktadır. Kanser, çocuklarda
yetişkinlere oranla çok daha nadirdir, ama yine de enfeksiyonlar, kalp
hastalıkları ve kazalardan sonra 4. en sık ölüm sebebidir. Çocuklarda kanser
yetişkinlere oranla 100 kez daha az görülür. Çocukluk çağı
kanserleri tüm kanserlerin % 4’ünü oluşturur. Ülkemizde çocuk
hastalarımızın çoğu ileri evrelerde gelmektedir. Buna rağmen sağ kalım oranı %
65 in üzerindedir. Erken tanı ile bu oran % 70-80’lere çıkabilir.
Çocuklarda görülen kanserler tipleri, tedaviye yanıt
oranları ve uzun süreli sağ kalım açısından erişkin kanserlerinden çok
farklılıklar gösterirler. Türkiye’de ve tüm dünyada çocukluk çağında
en sık görülen hastalık lösemidir. Çocukluk çağı kanserlerin %30’unu lösemiler,
kalan %70’ini de solid tümörler oluşturur.
Çocukluk çağı tümörleri yetişkinlerde görülen Tümerlerden
farklı mıdır?
Yetişkinlerde tümörler çocuklardan 100 kat
daha sıktır ve görülen tümör tipleri farklıdır. Günümüzde
gelişmiş ülkelerde her 900 erişkinden biri çocukluk çağı kanser sağ kalanıdır
(kanser geçirmiş ve kurtulmuştur). Örneğin
meme, akciğer kanserleri çocuklarda görülmez. Çocuk tümörlerinde tedavi ile
%60-70 oranında tam şifa elde edilmektedir. Erişkinlerde alınan
önlemlerle kanserlerin önemli bir kısmı önlenebilir, ,ayrıca tarama testleri
ile erken saptanabilir. Özellikle sigara içilmemesi ile akciğer
kanserlerinin çoğu ve yine sigaranın etken olduğu gırtlak kanseri gibi birçok
kanser önlenebilir. Beslenme şeklinin
düzeltilmesi, obesitenin önlenmesi, düzenli egzersiz ile kalıtsal olmayan
birçok erişkin tipi kanserleri önlenebilir.
Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Genelde kanser
kalıtsal bir hastalık da değildir.
Çocukluk çağında kalıtsal olduğu bilinen kanser, bir
göz tümörü olan herediter retinoblastomdur. Bazı kalıtsal hastalıklarda ise
kanser riski artmıştır. Örneğin, ciltte yaygın sütlü kahverengi lekelerle
seyreden nörofibromatosiste bazı tümörlerin görülme riski artar. Bağışıklık
sisteminin baskılandığı hastalıklarda, özellikle lenf dokusundan köken alan
kanserlerin gelişme olasılığı artmıştır. Halk arasında öpücük hastalığı olarak
bilinen hastalığın etkeni Epstein Barr Virüsü, bazı lenfomaların ve nazofarenks
kanserinin gelişmesinde rol oynayabilir. Hepatit B ve C virüsü, karaciğer
kanserlerine yol açabilir. Tüm çocukların hepatit B aşısı olmaları çok
önemlidir. Radyasyonun kanser oluşumundaki etkisini dünya acı örneklerle
gözlemiştir. İkinci Dünya Savaşı’nda atılan atom bombası sonrasında o
bölgede çok sayıda kanser olguları saptanmıştır.
Çocuk çağı kanserlerinin belirtileri nelerdir?
Çocukluk çağında kanserin erken tanısı için,
erişkinlerde kullanılan tarama testleri mevcut değildir. O nedenle çocukluk
çağı kanserlerinde, en sık görülen uyarıcı bulgu ve belirtileri bilmek
gerekir. En sık raslanan bulgu ve belirtiler şunlardır:
Kanserin tek bir ortak özelliği yoktur, her kanser türü kendine özgü belirtiler gösterir.
-
Kanserler karşımıza ateş,
iştahsızlık, solukluk, halsizlik, kilo kaybı, beslenme bozukluğu, gelişme
geriliği, burun, diş eti kanaması, baş ağrısı, kusma, ateşsiz havale geçirme,
dengesizlik, yürüme bozukluğu, görme bozukluğu, gözde kayma, kemik, eklem
ağrısı, sebat eden öksürük, nefes darlığı, sebat eden ishal, kilo kaybı gibi
genel belirtiler ile çıkabilir. Ancak her kanser türünün kendine özgü
bulguları da vardır.
-
Lösemi dışındaki
kanserlerin çoğu vücutta belirli bir bölgede şişlik ve kitle oluşumu ile
belirti verir. Genelde karında kitle ile kendini gösterirler. Erişkinde
kanserin en sık bulgusu idrar ve gaita yapma alışkanlığında değişmedir.
-
Ama örneğin beyin
içindeki kitle dışarıdan görülemez, böyle bir kitle çevresindeki dokulara
bası yaparak şiddetli ağrı, bulantı, kusma, felçlere neden olabilir.
-
Bazı tümörler veya metastazları (tümör hücrelerinin
bulundukları doku dışında başka bölgelere sıçramaları) omuriliğe baskı
yaparlar. Hastalarda sırt ağrısı,
idrarını ve dışkısını tutamama, kol ve bacaklarda uyuşma, karıncalanma gibi
his ve kuvvet kaybı görülebilir.
-
Küçük bebeklerde
gözde kedi gözü parlaması gibi bir beyazlık göz içinde gelişen bir
tümörün belirtisidir. Göz çevresinde morluk, gözde öne fırlama da tümör işareti
olabilir. Üreme organlarından çıkan habis (kötü huylu) tümörler erken ergenlik
belirtilerine yol açabilir.
-
Devam eden karın
ağrısı karın içi kanserlerin belirtisi olabilir. Çocuklarda en sık rastlanan tür olan kan kanserleri, ateş ve
enfeksiyonla gelebileceği gibi solukluk ve deri kanamaları, dalak ve karaciğer
büyümesine bağlı karın şişliği ve bezelerde büyüme ile karşımıza çıkabilir.
Çocuklarda iki santimetreden büyük bir lenf bezi varsa bunun nedeni kesinlikle
araştırılmalıdır. Çocuklarda normalde boyun, kasık ve koltuk altında küçük lenf
düğümleri elle hissedilebilir. Ama lösemiler, beze kanserleri ve birçok kanser
metastaz yaparak lenf bezlerine yayılabilir.
-
Kolda, bacakta,
kalçada ağrı ile birlikte büyüyen şişlikler genellikle bir darbeye veya düşmeye
atfedilir ve üzerinde durulmaz, oysa bu tip şişlikler bir kemik tümörünün
belirtisi olabilir.
-
Solukluk,
kansızlık, basmakla solmayan küçük toplu iğne başına benzeyen peteşi şeklinde
döküntü, ateş, ağızda yara: Lösemi ve nöroblastom bulgusu olabilir.
-
Kemik ağrısı, şişlik, eklem
ağrısı:
Lösemi, nöroblastom, osteosarkom, EWS
-
Ateş, kilo kaybı, gece terlemesi: Hodgkin lenfoma, non-hodgkin
lenfoma
-
Ağrısız 2 cm’den büyük bezeler: Lösemi, hodgkin lenfoma, NHL,
burkitt lenfoma, tiroid kanseri.
-
Cilt lezyonları: Lösemi, nöroblastom, Langerhans
hücreli histiositoz, malanom
-
Karında kitle:Nöroblastom, Wilms tümörü,
Lenfoma
-
Hipertansiyon: Nöroblastom, feokromasitoma,
Wilms tümörü
-
İshal: Nöroblastom, feokromasitoma,
Wilms tümörü
-
Diabetes insipitus (çok idrara
çıkma), galaktore (memeden süt gelmesi), büyüme geriliği: Hipotalomo-hipofizer tümörler (Adenom,
kraniofaringiom, prolaktinoma, LHH)
-
Kusma, görme bozukluğu, baş
ağrısı, göz dibinde papilloödem, kafa çifti felci, ataksi: Primer beyin tümörü, metastazda
görülür.
-
Beyaz göz bebeği: Retinoblastomda görülür.
-
Göz çevresinde morluk: Metastaz, rabdomiyosarkom,
nöroblastom, lösemide görülebilir.
-
Boyundaki sempatik sinir sistemini
tutan tümörler:
Miyoz, pitoz, her iki gözde farklı renge yol açar.
-
Egzoftalmus, proptoz(Gözün öne
çıkıntı yapması):
Göz küresi tümörü, RMS ve lenfomada
görülür.
-
Göğüs ön boşluğunda görülen
tümörler:
Germ hücreli tümörler, T hücreli lenfoma, Hodgkin hastalığı: havlar gibi
öksürük, zatürre ile kendisini gösterebilir.
-
Göğüs arka boşluğunda görülen
tümörler: Omurilik
basısı, yutma güçlüğü ile kendini gösterebilir.Nöroblastom ve nöroenterik
kistdir.
Çocukluk çağında görülen kanserlerin sıklık
sırasına göre dağılımı şöyledir:
- Lösemiler(kan
kanseri) %30
- Lenfomalar(Lenf
bezesinden kaynaklanan kanserler) %13
- Santral
sinir sistemi tümörleri(Beyin tümörleri) %19
-
Nöroblastom (İlkel sinir hücrelerinden köken alan kanserler) %8
-
Yumuşak doku sarkomları (en sık rabdomiyosarkom görülür) %7
-
Wilms’ tümörü (böbrek tümörü) %6
-
Kemik tümörleri (Osteosarkom, Ewing sarkomu) %5
-
Diğer tümörler %12 (Retinoblastom (Göz tümörü), Germ hücreli tümörler,
Karaciğer kanserleri ve diğer kanserler)
Lösemi nedir?
Lösemi halk arasında kan
kanseri diye bilinen hastalıktır. Bu hastalıkta çoğunlukla kemik iliğinden
kaynaklanan ve bir tek hücrenin kanserleşmesi, daha sonra bu hücrenin bölünerek
çoğalıp, önce kemik iliğini, daha sonra tüm organları istila etmesi durumu söz
konusudur. Eğer tedavi edilmezse olay kısa sürede hastanın kaybı ile
sonuçlanır.
1. Çocuklukta Lösemi görülür mü?
Çocuklarda en sık görülen kanser türü Lösemidir. Beyaz ırkta çocukluk çağında Löseminin ssıklığı 100.000 canlı doğumda yaklasik 5 kadardır.
Çocuklarda en sık görülen kanser türü Lösemidir. Beyaz ırkta çocukluk çağında Löseminin ssıklığı 100.000 canlı doğumda yaklasik 5 kadardır.
2. Lösemi çocuklarda en sık hangi yaşlarda
ortaya çıkar?
Lösemi en sık 2 - 5 yaşları arasında görülür. Bu dönem çocuklarda Lenf dokusunun en aktif oldugu dönemdir.
Lösemi en sık 2 - 5 yaşları arasında görülür. Bu dönem çocuklarda Lenf dokusunun en aktif oldugu dönemdir.
3. Çocuklarda Lösemiye neden olan faktörler
nelerdir?
Herseyden önce tüm kanserler gibi Löseminin de genetik bir hastalık oldugunu, yani vücudumuzdaki kanser önleyici veya kanser yapıcı genlerdeki bazı bozukluklar sonucu ortaya çıktığını bilmek gerekir. Bu bozulmayı kolaylaştıran bazı faktörler vardır. Bunlar arasında iyonizan radyasyon, bazı virüsler, bazı kimyasal maddeler ve bazı genetik hastalıklar gibi.
Herseyden önce tüm kanserler gibi Löseminin de genetik bir hastalık oldugunu, yani vücudumuzdaki kanser önleyici veya kanser yapıcı genlerdeki bazı bozukluklar sonucu ortaya çıktığını bilmek gerekir. Bu bozulmayı kolaylaştıran bazı faktörler vardır. Bunlar arasında iyonizan radyasyon, bazı virüsler, bazı kimyasal maddeler ve bazı genetik hastalıklar gibi.
4. Löseminin belirtileri nelerdir? Bir
ebeveyn hangi durumlarda Lösemiden süphelenmelidir?
Löseminin klinik belirtileri birçok hastalık ile karışır. Halsizlik, istahsızlık, solukluk, düşmeyen ateş, deride morluklar veya küçük kırmızı kanama odakları, burun ve diş etlerinden kanama, karında şişlik, lenf bezlerinde büyüme, kol ve bacak ağrıları görülür.
Löseminin klinik belirtileri birçok hastalık ile karışır. Halsizlik, istahsızlık, solukluk, düşmeyen ateş, deride morluklar veya küçük kırmızı kanama odakları, burun ve diş etlerinden kanama, karında şişlik, lenf bezlerinde büyüme, kol ve bacak ağrıları görülür.
5. Lösemi ölümcül bir hastalık mıdır ? Bu hastalıkta sağ kalma oranı nedir?
Lösemi çocukluk çağında görülen kanserler arasında tedavi sansı en yüksek olanlardan biridir. Günümüzün modern tedavi protokolleri ile akut löseminin genel anlamda tedavi sansı %70 - 75 dir. Bazı Lösemi tiplerinde bu oran %90 in üzerine çıkmaktadır.
Lösemi çocukluk çağında görülen kanserler arasında tedavi sansı en yüksek olanlardan biridir. Günümüzün modern tedavi protokolleri ile akut löseminin genel anlamda tedavi sansı %70 - 75 dir. Bazı Lösemi tiplerinde bu oran %90 in üzerine çıkmaktadır.
6. Lösemi tedavisi için yurt dışına gitmek
gerekir mi, yoksa tedavi olanakları ülkemizde de mevcut mudur?
Ülkemizde Löseminin her türlü tedavisi en modern şartlarda ve yurt dışından çok daha ucuza yapılabilmektedir. Bunun için yurt dışına gitmek gereksizdir.
Ülkemizde Löseminin her türlü tedavisi en modern şartlarda ve yurt dışından çok daha ucuza yapılabilmektedir. Bunun için yurt dışına gitmek gereksizdir.
7. Lösemi olusşmasında yiyeceklerin bir rolü
var mıdır?
Lösemi ile yiyecekler ve yiyecekler içindeki koruyucu maddeler arasında bugüne kadar herhangi bir ilişki gösterilememiştir.
Lösemi ile yiyecekler ve yiyecekler içindeki koruyucu maddeler arasında bugüne kadar herhangi bir ilişki gösterilememiştir.
8. Lösemi oluşmasında ebeveynin ihmali söz
konusu mudur?
Hamilelik sırasında sigara içmek veya uyusturucu kullanmak veya hamileliğin ilk 3 ayında röntgen çektirmek lösemiye yatkınlığa neden olur. Bu tür davranışlardan kaçınılmalıdır.
Hamilelik sırasında sigara içmek veya uyusturucu kullanmak veya hamileliğin ilk 3 ayında röntgen çektirmek lösemiye yatkınlığa neden olur. Bu tür davranışlardan kaçınılmalıdır.
9. Lösemi
tedavisi her hastanede yapılabilir mi?
Hayır, Lösemi tam donanımlı, Çocuk Kan ve Kanser Hastalıkları bölümü bulunan bir hastanede tedavi edilmelidir. Bu hastalığın tedavisi ancak bu konudaki uzman kisiler tarafindan yapılmalıdır.
Hayır, Lösemi tam donanımlı, Çocuk Kan ve Kanser Hastalıkları bölümü bulunan bir hastanede tedavi edilmelidir. Bu hastalığın tedavisi ancak bu konudaki uzman kisiler tarafindan yapılmalıdır.
Kanser nedenleri
Çocukluk çağı kanserlerinin nedenleri halen bir çok bilim adamı tarafindan araştırılan bir konudur. Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte etkili olduğu düşünülmektedir. Sigara içmek, alkol tüketmek, çok yağlı beslenmek, obezite, zehirli kimyasallar ile çalışmak gibi sebepler yetişkinlerde görülen kanserlere zemin oluşturabilir, ama çocuklarda böyle bir neden pek yoktur.
Çocukluk çağı kanserlerinin nedenleri halen bir çok bilim adamı tarafindan araştırılan bir konudur. Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte etkili olduğu düşünülmektedir. Sigara içmek, alkol tüketmek, çok yağlı beslenmek, obezite, zehirli kimyasallar ile çalışmak gibi sebepler yetişkinlerde görülen kanserlere zemin oluşturabilir, ama çocuklarda böyle bir neden pek yoktur.
1-Ailesel geçis : Bir ailede kanser görüldügünde anne ve
babayı endiselendiren en önemli soru , diğer çocuklarinda da kanser görülüp
görülmeyeceğidir ? Bu soruya hemen evet veya hayır demek zordur. Ancak kanserin
bazı türlerinin ailsel geçis özelliği olabilir. Örneğin retinoblastom..
2-Ultraviyole
Radyasyonu: Ultraviyolenin cilt
kanserlerine yol açtığı bilinmektedir.
Genetik sendromlardan bloom sendromu,
fanconi anemisi, kseroderma pigmentozum, gorlin-goltz sendromunda cilt kanseri
sıklığı UV maruziyeti ile artar.
3-İyonize radyasyon: İonize radyasyonun lenfositlerde kromozomal anomalilere yol açarak kansere neden olabileceği ileri sürülmektedir. Hamilelik döneminde radyasyona maruz kalan annelerden doğan çocuklarda kanser görülme olasılığı diğer çocuklara oranla daha fazladır. Bilindiği gibi 2.Dünya savaşı sırasında Hiroshima ve Nagasaki’ye atılan atom bombasından sonra o bölgelerde yaşayan ailelerin çocuklarında kanser görülme insidansinin 3 kat daha fazla artmıştır.
3-İyonize radyasyon: İonize radyasyonun lenfositlerde kromozomal anomalilere yol açarak kansere neden olabileceği ileri sürülmektedir. Hamilelik döneminde radyasyona maruz kalan annelerden doğan çocuklarda kanser görülme olasılığı diğer çocuklara oranla daha fazladır. Bilindiği gibi 2.Dünya savaşı sırasında Hiroshima ve Nagasaki’ye atılan atom bombasından sonra o bölgelerde yaşayan ailelerin çocuklarında kanser görülme insidansinin 3 kat daha fazla artmıştır.
Yine Çernobil’de nükleer kaza sonrası, yakın bölgede
yaşayan çocuklarda, çok nadir görülen, tiroid kanser sıklığında artış
gözlenmiştir.
4-Elektromagnetik dalgalar: 1979 yılında Werheimer ve Leeper
tarafindan yapılan bir çalısmanın sonucunda elektromagnetik dalgaların ÇÇK’ne
yol açabileceği (Bilhassa lösemi gelişebileceği) bildirilmistir.
Son yıllarda
çok düşük frekanslı magnetik alanların (EFM) çocuklarda kanser gelişmesine
etkileri üzerine çalışmalar yapılmış, nüfusun çoğunun maruz kaldığı evlerdeki
EFM (evlerdeki mikrodalga fırın, televizyon, atari, tablet ve akılı telefonlardan) vs. ile yayılan) ile anlamlı bir artış
saptanmamıştır. Yüksek frekanslı magnetik alanların (yüksek gerilim hattı)etkisi
üzerine çalışmalar sürmektedir.
5-Kimyasal ajanlar :Aflatoksinler, Aromatik aminler, arsenik, Asbestos, Benzen, sigara, Nikel, Polisiklik hidrokarbonlar,trikloroetilen ve polivinil klorid kansere yol açtığı bilinen kimyasal ajanlardır. Pesatori ve arkadaslari 1993 yılında Italya Sveso’daki bir endüstriyel kazadan sonra dioxin ile temas edenlerde kanser riskinin artmış olduğunu bildirmişler. İnsektisidlerinde(böcek ilaçları) kansere yol açabilir. Tarlalara sıkılan hormon tipi gübreler besinlere geçerek kanserojen etki yapabilir.
6-Viral enfeksiyonlar : Ebstein Barr virusünün NF kanseri, Burkitt lenfoma, T hücreli lenfoma, hodgkin hastalığı, bağışıklık yetersizliği olan AIDS’li hastalarda leiyomiyosarkoma neden olur.
5-Kimyasal ajanlar :Aflatoksinler, Aromatik aminler, arsenik, Asbestos, Benzen, sigara, Nikel, Polisiklik hidrokarbonlar,trikloroetilen ve polivinil klorid kansere yol açtığı bilinen kimyasal ajanlardır. Pesatori ve arkadaslari 1993 yılında Italya Sveso’daki bir endüstriyel kazadan sonra dioxin ile temas edenlerde kanser riskinin artmış olduğunu bildirmişler. İnsektisidlerinde(böcek ilaçları) kansere yol açabilir. Tarlalara sıkılan hormon tipi gübreler besinlere geçerek kanserojen etki yapabilir.
6-Viral enfeksiyonlar : Ebstein Barr virusünün NF kanseri, Burkitt lenfoma, T hücreli lenfoma, hodgkin hastalığı, bağışıklık yetersizliği olan AIDS’li hastalarda leiyomiyosarkoma neden olur.
Hepatit B virüsü: KC kanserine neden olur.
Hepatit C virüsü: KC kanserine ve Dalak lenfomasına neden
olur.
HHV 8:Kaposi sarkomu, B hücreli lenfoma, bağışıklık yetersizliği
olan AIDS’li hastalarda Castlemann hastalığına neden olur.
HTLV 1 ve 2 virüs: Erişkinde T hücreli lösemi
ve lenfomaya neden olur
Çocukluk çağı kanserlerinin tanısında hangi yöntemler
kullanılır?
Çocukluk çağı kanserlerinin tanısı için
farklı yöntemlere başvurulur:
Laboratuvar testleri:
Tanı için kan, idrar, kemik iliği dokusu örneği alınıp
laboratuvarda incelenebilir.
Örneğin lösemilerde, basit bir kan sayımı ve kandaki hücrelerin mikroskop
altında incelenmesi ile anormal hücrelerin görülmesi lösemi tanısını % 99
koydurur. Kesin tanı için kemik iliği tetkiki gerekir. Bazı tümörlerde bir
takım hormonların düzeylerinde yükselme görülebilir (alfa-fetoprotein - AFP,
beta human (insan) koryonik gonadotropin hormonu - Beta hCG. Böbreküstü bezi
tümörlerinde kanda nöron spesifik enolaz (NSE) adı verilen bir enzimin ve
idrarda vanil mandelik asitin (VMA) düzeyi artabilir.
• Görüntüleme
Ultrasonografi (US) Örneğin karın içi kitlelerde, boyun, koltuk altı veya
kol ve bacak kitlelerinde ultrasonografi yaparak kitlenin yapısı araştırılır.
Bilgisayarlı Tomografi (BT) Kitlenin yapısını, çevre ile ilişkisini ve diğer
organlara yayılımını daha detaylı gösterir.
Manyetik Rezonans (MR)
Kitlenin yapısını, çevre ile ilişkisini ve diğer organlara yayılımını daha
detaylı gösterir. Pozitron Emisyon Tomografi / Bilgisayarlı Tomografi (PET/BT)
Bazı tümörlerde öncelikli kullanılan bir tetkiktir.
• Ameliyat - Biyopsi Kitleden biyopsi alınarak ya da kitle veya
lenf bezi çıkarılarak kesin tanıya gidilir.
Kanserlerde
tedavinin etkinliği
Cerrahi ve radyoterapiye, kemoterapinin eklenmesiyle çoğu çocukluk çağı
kanserlerinde sağ kalım önemli ölçüde artmıştır. Günümüzde kansere
yakalanan çocukların yaklaşık % 70’i tamamen iyileşebilmektedir. Bu
çocukların toplumun sağlıklı birer bireyi olarak uzun bir hayat yaşayabilmeleri
için hem etkin tedaviyle çocukları kanserden iyileştirmek, hem de
tedaviyi geç yan etkilerin en az olacağı şekilde planlamak gereklidir.
Günümüzde çocukluk çağı kanserlerinde,
klinik özellikler, biyolojik ve genetik özelliklerin yer aldığı evre veya
risk sınıflamalarına göre tedaviler düzenlenmektedir. Ayrıca, bazı
tümör türlerinde biyolojik tedaviler, hedeflenmiş tedaviler, aşı
çalışmaları sürmektedir. Bunların bir kısmı etkili bulunurken, bir kısmında
beklenen yarar saptanmamıştır. Birçok yeni ilaçların etkinliği çeşitli preklinik
modellerde (invitro tümör hücre dizilerinde, deney
hayvanlarında) araştırılmakta, etkili bulunan ilaçlar klinik
çalışmalarda denenmektedir.
Spesifik tedaviler sırasında destek
tedavisi (enfeksiyon önlemleri ve tedavisi, beslenme desteği vd.) çok
önemlidir. Kanser tedavisi uzun ve zorlu bir süreçtir. Çocuklar
belli süreler sosyal ortamlarından, arkadaşlarından, okullarından uzak
kalmaktadırlar. Bu süreçte çocukların psikolojik ve sosyal yönden de
desteklenmeleri gerekir.
Sonuç olarak, çocukluk çağı kanserlerinin tedavi
şansları yüksektir. Tüm çocukların, gerek büyüme gelişmelerinin takibi, gerekse
genel muayeneleri açısından düzenli doktor kontrolüne gitmeleri önemlidir.
Unutulmamalıdır ki, erken tanı ile başarı daha da artmaktadır.
Nüks nedir?
Hastalık ilk
hastalık bölgesinde tekrar oluşabilir (lokal nüks) veya uzak dokulara yayılma
(metastaz) şeklinde nüks edebilir. Lösemiler tedavi bitiminden sonraki ilk 2
yıl, tümörler de ilk 3 yıl içinde nüks edebilir. Bu süre içinde çocuğunuz
doktoru tarafından çok yakından izlenmelidir.
Kansere sebep olan risk faktörlerinden
korunma yolları nelerdir?
-
Çocuğunuzun organik besinlerle beslenmesi,
radyasyondan, manyetik alanlardan uzak tutulması, olabildiğince doğal ortamda
yaşaması, katkısız besinlerle ve mevsiminde çıkan taze besinlerle beslenmesi
korunma açısından önemlidir.
-
Gençlerimizi
sigara ve alkolün zararları konusunda bilinçlendirmeliyiz. Erişkinlerde
kanserin önlenmesine, ayrıca kalp rahatsızlıkları gibi birçok hastalığın
önlenmesine yönelik etkisi kanıtlanmış olan, sağlıklı beslenme alışkanlığı (bol
meyve, sebze, lifli gıdalar tüketme), düzenli egzersiz alışkanlığı küçük
yaşlarda yerleştirilmelidir.
-
Süt çocukları en az 2 yıl anne sütü ile beslenmelidir. Diğer besin maddeleri içinde
bulunmayan immünomodülatörler(bağışıklığı artıran etkenler), kompleman
faktörleri anne sütünde bulunur. MGFM sfingolipidleri kanser, Alzheimer ve
multiple skleroz gelişimini engeller. Konjuge linoleik asit ve linolenik asit
kanseri engeller. Butirik asit, kaprilik ve kaprik asit kanser gelişimini
engeller. Büyük çocuklar günde en az 2 büyük bardak süt içmelidir. Çünkü bu
maddeler inek sütünde de bulunur. Yarım lt geçilmemelidir.Demir eksikliği
anemisi gelişebilir.
-
Bağışıklık sisteminin her türlü enfeksiyon ya da
allerjiye karşı inanılmaz aktive olabilmesi için hayatı tehdit eden ateş olmadığı sürece çocukların en az 3
gün ateşli olması iyi bir olaydır. Eğer ailede ateşden dolayı uzun nöbet
geçiren birey öyküsü yoksa, döküntü yoksa, çocuğun beslenmesi iyiyse;
çocukların 3 gün ateşli olması iyi bir durumdur. Ateşli bir çocuk günde 2 kez
başdan aşağı kadar soyulup döküntü var mı diye bakılmalıdır. Ateş insanı titretir. Titrerken kan
dolaşımında en yüksek düzeyde bulanan bağışıklık sistemi elemanları mikropları
öldürmektedir. Aslında bazı enfeksiyon etkenleri kanserede neden
olmaktadır(Örneğin Human papilloma virüs, AIDS, ebstein barr virüs,
CMV(Cytomegalovirüs), HTLV 1,2, Human herpes virüs 8 gibi….)Dolayısıyla ateşin
düşürülmemesi bağışıklık sistemi hücrelerinin enfeksiyon etkenindeki
antijenleri tanıma, hafıza oluşturma olaylarında maximal artış sağlayacaktır.
Yine bu mikropların kanser oluşturma planınıda beden ateşi alt üst edecektir.
-
Kanseri engellemek için hurma, incir, zeytin, üzüm, nar,
kiraz, muz, yoğurt, kefir, kestane balı, keçiboynuzu özü ya da pekmezi, boza,
işkembe, yeşil çay, ökse otu çayı, zerdaçal, zencefil, tahin yeterli miktarda
tüketilmelidir.
-
Günde 2.5 bardak kahve tüketmek kalın bağırsak kanserine
engelliyor. Bağırsakta antioksidan etki yapıyor ve kalın bağırsak işlevine
katkıda bulunuyor.
-
Şişmanlık karaciğer yağlanması, reflü ve ülser yaparak karaciğer, mide ve yemek borusu kanserine
neden olmaktadır.
-
Fast food tarzı beslenme, tütsülenmiş gıda, çok kızarmış
gıda, bekletilmiş et ürünleri, fazlı yağlı beslenme kanser riskini artırır.
-
Cips, gazlı içecekler, aroma, renklendirici, tatlandırıcı
içeren besinler, mayonez, ketçap uzun dönemde kanser riskini artırır.
-
Düzenli uyku uyunmalı ve spor yapılmalıdır.
-
Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır.Sigara akciğer ve
gırtlak kanserine neden olur. Alkol karaciğer kanserine neden olur.
-
En kötü durumda bile mutlu olmanın yolu bulunmalıdır.
-
Oruç tutmak kanser gelişimini engeller ve ömrü uzatır.
Bu
çalışma Uz. Dr. Ali Aydın (İ.Ü Çapa Tıp Fakültesi) tarafından hazırlanmıştır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder