Adjuvan
tedavi, kanser
hastalığında ana tedaviye yardımcı bir tedavi yöntemidir. Tümörün boyutu,
özellikleri ve yayılımına bakarak koruyucu tedavi olarak uygulanan yöntemlerle
(kemoterapi, hormon tedavisi, akıllı ilaç ve radyoterapi tedavileri), kanserin yenileme
ihtimalini azaltmayı hedefler.
Kanser tanısı ve tedavi süreci hasta, hasta yakını
ve zaman zaman da hekim için yönetimi son derece zor bir süreçtir. Hekimler
çoğu zaman rutin yaşamları içinde tıbbi terminolojiler kullanmaya çok
yatkındırlar. Bu tıbbi terminolojiler kimi zaman İngilizce kimi zaman Latince
olabilmektedir. Hekimlerin günlük yaşantılarında konuşma dili olarak sıklıkla
kullandıkları bu terimler, hastayla olan iletişimi olumsuz yönde
etkileyebilmektedir. Hasta kafasında birçok soru işareti ile hekimin
söylediklerini yapar ama sorularının cevaplarını alamaz. Zaten kanser gibi bir
hastalıkla ilk defa karşılaşmıştır, bir de vücudun anatomik yapısı ve sıklıkla
kullanılan tıbbi terminolojiler hakkında yeterli bilgiye sahip değilse, soru
işaretleri artar ve kafasında karmaşaya neden olur. Hasta ve yakını çoğu zaman
kanser hastalığını ve akabinde hekimin önerdiği tedavi ile ilgili birçok detayı
tam olarak anlayamayabilir. İşte bu nedenle, kanserle ilgili hasta için hayati önem
taşıyan tıbbi terminolojilerin ve deyimlerin zaman zaman onlara anlatılması
gerekmektedir.
Bu gün size hekimlerin sıklıkla kullandığı, kanser
tedavisinde hastalarımızın anlamakta zorlandığı terminolojilerden birisi olan
adjuvan tedavinin ne olduğunu açıklamak isterim.
Adjuvan tedavi, kanser hastalığında ana tedaviye
yardımcı bir tedavi yöntemidir. Örneğin; meme kanserinde ana tedavi yöntemi
cerrahi müdahaledir. Şayet, meme kanseri erken evrede vücudun değişik
bölgelerine yayılmadan tespit edilmişse ana tedavi, memenin bir kısmını veya
tamamını ve koltuk altı lenf bezleri alınarak gerçekleştirilen cerrahi
müdahaledir. Cerrah, gelecekte hastalığın yenileme ihtimalini hesap edip
azaltacak bir tedavi yönteminin olup olmadığını öğrenmek için hastayı tıbbi onkologa
yönlendirir. Tıbbi onkolog, ameliyat sonrası hastayı değerlendirirken memedeki
tümörün boyutuna, tümörün özelliğine, karakterine ve koltuk altı lenf bezlerine
yayılımına bakarak bir yenileme risk oranı hesap eder. Bu yenileme ihtimalini
belirleyen şey de aslında tümörün oluşumu sırasında gözle göremediğimiz
hücrelerin akciğer, karaciğer, kemik gibi meme ve koltuk altından daha uzak
bölgelere gitmesidir. Evreleri dikkate alınarak her kanser hastalığı gelecekte
yenileyecek anlamına gelmez. Ama genelde yüzde 10 ve üzerinde yenileme ihtimali
olan hastalara hormona duyarlı ise hormonal tedaviler, kemoterapi, ve akıllı
ilaç ilave edilir. Burada, tümörün özelliği çok önemlidir. Tümörün özelliğinde,
örneğin kadınlık hormonuna veya akıllı ilaç dediğimiz bazı ilaç türlerine karşı
tümörün duyarlı olması, ameliyattan sonra uygulanacak yardımcı tedaviyi
belirleyen unsurlardan birisidir. Bunlara bakarak bir risk hesabı yapılır.
Tümör 1 cm’den büyükse, koltuk altı lenf bezine yayılımı varsa ve/veya tümör
olumsuz özellikler taşıyorsa, hastalığın gelecekte yenileme ihtimali yüzde 10
ve üzeri olabilir. Özellikle, geleceğe yönelik 5 yıllık süreçte yenileme
ihtimali yüzde 10’un üzerinde olan kanser türlerinde koruyucu kemoterapi yani adjuvan tedavi vermek isteriz. Bunun
sebebi, kanserin oluşumunun 3-5 yıl gibi bir geçmişe dayanıyor olmasıdır. Belli
bir boyuta ulaşan tümör, zaman içinde lenf bezlerine sirayet edebilir hatta
kanserli hücreler kan yoluyla vücudun başka organlarına gider ve yerleşir. Biz,
görüntüleme testlerinde tümörü 1-3 mm’yi geçmeden göremeyiz ve göremediğimiz
hücrelerin varlığını ancak bir olasılıkla hesaplayabiliriz.
Örneğin; matematiksel bir hesap yaptığımızda
kanserin yüzde 30’larda yenileme ihtimali var diyorsak, bu şu demektir; o hastaya
benzer 100 hasta ameliyat sonrası herhangi bir tedavi verilmeden takip
edildiğinde, 30’unda gelecek 5 yılda hastalığın yeniden ortaya çıkarak
yenileyeceği, 70 hastanın ise hastalığı yenilemeden hayatına devam edeceği
anlamına gelir. İşte, adjuvan tedavi dediğimiz koruyucu tedavideki amaç,
kanseri yenileyecek bu 30 hastayı saptayamayacağımız için 100 hastanın tamamını
tedavi ederek 30 hastanın bir kısmının hayatını kurtarmaktır. Meme kanserinde
koruyucu amaçlı verilen kemoterapi, hormonal tedavi, akıllı ilaç tedavilerinin
her biri yaklaşık yüzde 20-30 oranında yenileme riskini azaltır. Yine kolon
(kalın barsak), akciğer, mide kanseri gibi kanser türlerinde cerrahi tedavi
yapıldıktan sonra yenileme ihtimali yüksek olan hastalarda, ana tedaviye
yardımcı olarak bu riski azaltan adjuvan
tedaviler (kemoterapi) uygulanmaktadır.
Koruyucu tedavi olarak uygulanan kemoterapi, hormon
tedavisi ya da akıllı ilaç tedavisi sistemik tedavilerdir ve tüm vücudu
etkiler. Adjuvan radyoterapi tedavisi ise, bölgesel yenileme ihtimali yüksek
hastalarda tümörün yerleşim yerinde yenileme ihtimalini azaltır.
Adjuvan
tedavinin yan etkileri
Adjuvan tedavide yan etkiler, uygulanan tedavi
yöntemine bağlı olarak değişir. Bulantı, kusma, saç dökülmesi, kan değerlerinde
düşme, enfeksiyon riski en sık karşılaştığımız yan etkilerdir. Yine doğurgan
olan bayanlarda ya da genç çocuklarda yumurtalık fonksiyonlarını bozabileceği
için gelecekte çocuk sahibi olmak isteyen hastalarda mutlaka bunu korumaya
yönelik tedbirler alınmalıdır. Ayrıca kan yükseltici ilaçlar, mide bulantısı ve
kusmayı önleyici ilaçlar kullanılarak yan etkiler azaltılabilir. Bunun yanında,
saç kaybına yol açan kemoterapi tedavisinde saçlı deriye soğuk perfüzyon
uygulaması yapılarak saçlar korunabilir veya bu süreçte dökülen saçlar için
peruk ve/veya eşarp gibi kozmetik önlemler alınarak, hastayı rahatsız eden bu
tablo düzeltilebilir. Hormon tedavisi ve akıllı ilaç tedavilerine özgü yan
etkiler de söz konusudur. Bunlar, kullanılacak ilacın özelliğine göre değişir.
Örneğin; hormon tedavilerinde ateş basması, kemik erimesinde artış olabilir,
kas eklem ağrıları görülebilir. Bu tür durumlar ile karşılaşan hastalar,
hekimleri ile görüşerek ortaya çıkan yan etkilere yönelik tedavi görebilirler.
Hasta ve yakınının adjuvan tedavi mantığını anlaması
çok zor bir durumdur. Düşünün... Hastanız ameliyat olmuş, ameliyat eden cerrah
tümörü tamamen temizlediğini söylemiş. Peki neden kemoterapi veya hormon
tedavisi alacağım? Neden akıllı ilaç kullanacağım? gibi bir sürü soru hastanın
aklında belirir. Gerçekten ilk defa kanserle karşılaşan bir bireyin bu mantığı
algılayıp, özümsemesi son derece güçtür. Bu nedenle, çok kapsamlı bir şekilde
hasta ve ailesine adjuvan tedavinin neden gerekli olduğu anlatılmalı, mümkünse
olumlu ve olumsuz yönleri konuşulmalıdır. Hedefin ne olduğu hasta tarafından ne
kadar iyi anlaşılırsa, karşımıza çıkacak problemlerle mücadele etmek veya
gelecekte doğabilecek olumsuz bir takım durumların önüne geçmek o kadar kolay
olacaktır.
Not:
Bu yazı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan’ın drozdogan.com sitesinden alınmıştır
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder