Memorial Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yakup Kumtepe, dünyada ve Türkiye'de en sık görülen 10 kanser türü içinde, kadın kanserlerinden 4 hastalık yer aldığını belirterek, jinekolojik kanserlerin, tüm vakaların ise yüzde 10'undan fazlasını oluşturduğunu bildirdi.
Kumtepe, yaptığı yazılı açıklamada, jinekolojik
kanserlerin dünya çapında görülen kanser vakaları arasında önemli bir yer
tuttuğunu belirtti.
Bu hastalık grubunun ortaya çıkmasında, yaşam tarzı,
genetik geçiş ve bazı virüslerin rol aldığına işaret eden Kumpete, "Ancak
risk faktörlerinin iyi saptanması, düzenli kontrol ve farkındalığın artması,
erken teşhisi ve tedavi başarısını beraberinde getiriyor." ifadelerini
kullandı.
Kumtepe, kadın kanserleri denilince akla ilk olarak
gebeliğe bağlı trofoblastik rahatsızlıklar, kadın kanserlerinin preinvaziv
hastalıkları, yumurtalık, rahim, rahim ağzı, tüp kanseriyle vajina ve vulva
kanserinin geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu hastalıklar, kadınlarda ortaya çıkan diğer
kanserler arasında önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü dünyada ve ülkemizde en
sık görülen 10 kanser türü içinde, kadın kanserlerinden 4 hastalık yer
almaktadır. Jinekolojik kanserler, tüm kanserlerin ise yüzde 10'undan fazlasını
oluşturur. Kadın kanserlerinde erken tanı ve doğru tedavi yöntemleri sayesinde
tam iyileşme sağlanabileceği unutulmamalıdır."
"Kanser görülme oranı gittikçe artıyor"
Türkiye'de kadın kanserlerinde de artış gözlendiğini
aktaran Kumtepe, 2002'de yaşam kaybına yol açan hastalıkların yüzde 10'u
kanserken, Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2012 verilerine göre bu oranın yüzde
20-22'ye yükseldiğini belirtti.
Kumtepe, geleceğe yönelik bir perspektifle gerekli
önlemler alınmadığında 2025'ten sonra artmak kaydıyla, 2050'li yıllara doğru
her iki kişiden birinin kanser nedeniyle yaşamını kaybedebileceğinin
öngörüldüğünü aktararak, şunları kaydetti:
"Serviks kanseri olarak da bilinen bu hastalık,
dünyada en sık görülen kadın kanseridir. Her yıl yaklaşık 540 bin kadına
rahim ağzı kanseri tanısı konulmaktadır. Rahim ağzı kanserine yol açan HPV
virüsü, aynı uçuk virüsü gibi hücrelerin bir yerinde saklanır. Yıllar içinde
buradaki hücreleri transformasyona çevirerek, normal hücre tipini atipik, yani
kanser hücresine dönüştürebilir. Özellikle erken yaşta evlenenler, çok eşli
kişiler veya çok eşli partneri olanlar ile günde bir paket ve üzerinde sigara
içenlerde risk artmaktadır. HPV'nin genetik çeşitlilik gösteren, yaklaşık 100
ayrı tipi var. Bunların 30-40'i insanlara bulaşım yoluyla geçebilir."
"Obezite rahim kanserine davetiye
çıkarabilir"
Rahim kanserinin ortaya çıkmasında obezitenin büyük
önem taşıdığını ifade eden Kumtepe, "Aşırı kilo östrojene, diyabete ve
hipertansiyona, dolayısıyla rahim kanserine yol açar. Rahim kanserlerinin
yaklaşık yüzde 25'i menopoz öncesi, yüzde 5'i de 40 yaş altında görülür.
Hastalığın en önemli belirtisi, düzensiz kanamadır. Her 4 vakadan 3'ü erken
evrede yakalanabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Yumurtalık kanserinin görülme oranının da 60'lı
yaşlarda zirveye ulaştığına dikkati çeken Kumtepe, hastalığın ortaya
çıkmasındaki en önemli nedenlerden birinin doğurganlığın azalması olduğunu
kaydetti.
Kumtepe, doğum yapmanın kişiyi yumurtalık
kanserinden koruduğunu aktararak, şu bilgileri verdi:
"Rahim ve rahim ağzı kanserlerine oranla daha
geç dönemde fark edilen hastalık, hastaların yüzde 75'inde ilerlemiş evrede
yakalanır. Yumurtalık kanserinin yüzde 15'i genetik geçişle ortaya çıkar.
Özellikle gen mutasyonu taşıyan, ailesel kanser öyküsü olan kadınların mutlaka
6-12 ayda bir hekim tarafından kontrol edilmesi gerekir. Bu sayede hastalık
daha erken evrede yakalanabilir ve diğer kadın kanserlerinde olduğu gibi tama
yakın oranda tedavi edilebilir. Tedavide sadece rahim ve yumurtalıklar değil,
vücutta tutulması muhtemel olan tüm dokular alınır. Cerrahi sonrası uygulanan
kemoterapiden ise olumlu yanıt alınır."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder