Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pendik Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniğinden Doç. Dr. Nalan Babacan, kanserde
immüno-onkolojik tedavisinin umut verdiğini belirtti. Babacan, yaptığı yazılı
açıklamada, cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedavilerin
günümüze dek kanserle mücadelede temel ve klasik tedavi yaklaşımları olduğunu
ancak bu tedavi yaklaşımlarıyla ilerlemiş kanser hastalarının çoğunda uzun
dönem genel sağ kalım ve yaşam kalitesinde olumlu gelişme yakalanmasının zor
bir hedef olduğunu ifade etti.
Günümüzde ilerlemiş kanserlerin tedavisinde, gerek
yaşam kalitesinin artırılması ve gerekse uzun süreli sağ kalımın sağlanmasında
yeni tedavi yöntemlerine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Babacan, immüno-onkolojik
tedavinin, kanserle mücadelede hastanın kendi bağışıklık sistemini kullanması
nedeniyle diğer tedavi yaklaşımlarından farklı olduğunu aktardı.
Bu tedavinin doğrudan tümör üzerine odaklanmak
yerine, kanserle savaşmak için vücudun kendi bağışıklık sistemini tümöre karşı
aktive ettiğini belirten Babacan, şöyle devam etti:
"Bağışıklık sistemi, vücudun doğal savunma
sistemidir. İnsanı enfeksiyon, kanser ve diğer hastalıklardan korumaya yarayan
organlar, hücreler ve özel moleküllerden oluşan sistemdir. Vücuda farklı
(yabancı) bir organizma girdiğinde, örneğin bakteri, bağışıklık sistemi bu
bakteriyi tanır ve ardından saldırıya geçerek bakterinin vücuda zarar vermesini
önler. Bu sürece bağışıklık yanıtı (immün yanıt) adı verilir. Kanser hücreleri
ise vücudun kendi hücrelerinden kaynaklanır. Diğer hücrelerden farkları
olmasına rağmen, bağışıklık sistemi tarafından tanınmaları mikroplar kadar
kolay değildir. Fark edildiklerinde ise her zaman tümör hücresinin ortadan
kaldırılmasıyla sonuçlanmaz. Çünkü tümör, immün sistem hücrelerini etkisiz
kılabilen pek çok madde salgılayabilir. Bu dirençle mücadelede immüno-onkolojik
tedavi bağışıklık sistemimizi aktive eder, kanser hücrelerini ayırt etmesini ve
onları yok etmesini kolaylaştırır. Eğer bağışıklık sisteminde kalıcı bir hafıza
da sağlayabilirse, işte o zaman kanserde kalıcı, uzun süreli bir etkiden de söz
edilebilir."
Olumlu sonuçlar ümitleri artırdı
Doç. Dr. Nalan Babacan, kanser tedavisinde cerrahi,
radyasyon, kemoterapi ile hedefe yönelik tedavilerin ilerlemiş kanser
hastalığında uzun dönemli sağ kalım ve pozitif bir yaşam kalitesi sağlanmakta
birçok hasta için yetersiz kaldığını dile getirerek, immüno-onkolojik
tedavilerin son yıllarda hekimlere ve hastalara umut olduğunu kaydetti.
Bu yıl Amerika'da yapılan American Society of
Clinical Oncology'un (ASCO) 53. Kongresi'nde pek çok kanser türünde uygulanan
yenilikçi yaklaşımlar ve tedavi olanakları çalışmalarının sunulduğunu belirten
Babacan, kongrede, kanser tedavisinde yeni hedefe yönelik tedaviler ve
immüno-onkolojik tedavi yöntemlerinin ön planda olduğunu, beyin metastatik malign
melanom hastalarında immuno terapinin etkinliğini gösteren bir çalışma da
sunulduğunu, bu kötü gidişatlı hasta grubundaki olumlu sonuçların ümitleri
artırdığını belirtti.
Babacan, ayrıca, metastatik evredeki kolörektal
kanser, bazı jinekolojik tümörler ve karaciğer kanseri ve sarkomlarda
immüno-onkolojik tedavilerin olumlu sonuçlarını bildiren çalışmaların da
paylaşıldığını ifade etti.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder