Bilinenin aksine iyottan fakir besinler tüketilmesi
Türkiye'de görülme sıklığı yüksek tiroit kanserine yol açmıyor, biyopsi
yapılması hastalığın yayılmasına neden olmuyor. Türk Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Can
Atalay, yaptığı açıklamada, tiroit bezinin boynun ön kısmında, nefes borusunun
önünde bir organ olduğunu belirterek, bu bezin, tiroit hormonu salgılama işlevi
üstlendiğini söz konusu hormonun ise vücuttaki bütün hücrelerin çalışma hızını
ayarlama görevi bulunduğunu söyledi.
Saç telinden ayak tırnağına kadar vücuttaki tüm
hücrelerin hangi hızda çalışacaklarının, tiroit hormon seviyesine göre
ayarlandığını anlatan Atalay, tiroit hastalıklarının Türkiye'de yaygın olarak
görüldüğünü vurguladı.
Bu rahatsızlığın özellikle kadınlar arasında görülme
sıklığının erkeklere göre daha yüksek olduğunu ifade eden Atalay, tiroit
hastalıklarının sadece guatrdan ibaret olmadığını, tiroit bezinin büyümesi ve
fonksiyonlarının bozulmasının birçok sebebi bulunduğunu belirtti.
Atalay, son yıllarda, tanı ve tedavideki gelişmelerle
yüz güldürücü sonuçlar elde edilebildiğinin altını çizerek, tedavi başarısının
artmasında, farkındalık düzeyinin yükselmesi, doğru bilgi ve erken tanının
önemli olduğunu vurguladı.
"İyottan fakir besinler tiroit kanserine yol
açmaz"
Halk arasında, tiroit hastalıklarına yol açan risk
faktörleri ve cerrahi yöntemlere ilişkin bilgi kirliliği bulunduğunu bildiren
Atalay, "iyottan fakir besinler tüketilmesinin tiroit kanserine yol
açtığı" iddiasının bunlardan biri olduğunu söyledi. Atalay, "Bu bilgi
yanlıştır çünkü günlük beslenmeyle yeterince iyot alınamaması tiroit bezinde
büyümenin (guatr) nedeni olarak gösterilmesine karşın, klinik çalışmalarda daha
az iyot tüketmenin tiroit kanserine yol açtığına dair bir sonuca
varılamamıştır." dedi.
Doç. Dr. Atalay, gün içinde yeterli miktarda iyot
tüketilmesi ya da vücutta bunun emilimini azaltan besinlerden uzak
durulmasının, guatr oluşumunu azaltacağını ifade etti.
"Ailede tiroit kanseri hikayesinin, bu hastalığa
yakalanma riskini yüksek oranda artırdığı" iddiasının da doğru olmadığına
dikkati çeken Atalay, "Tiroit kanserinde ailesel risk artışı belli kanser
tiplerinde görülmektedir. Özellikle medüller tip tiroit kanserinde, ailenin
diğer bireylerinde tiroit kanserine ve başka kanserlere daha sık
rastlanmaktadır. Tiroit medüller kanser saptanan ailelerde, genetik test
sonuçlarına göre, risk altındaki bireyler çocukluk yaşlarında ameliyat edilmelidir."
uyarısını dile getirdi.
"Tiroit kanseri ileri yaşlarda tehlikeli
değildir." bilgisinin de yanlışlığına işaret eden Atalay, "İleri
yaşlarda tanı konulan tiroit kanseri hastalarında, hastalığın seyri genç
yaştakilere göre daha kötü olmaktadır. Uluslararası rehberlerde, 40-45 yaşın
üzerinde tiroit kanseri tanısı alan hastalarda takipte daha dikkatli olunması
gerektiği yönünde uyarılar yer almaktadır." diye konuştu.
"Biyopsi, kanserin yayılmasına neden olmaz"
Atalay, tiroit bezinde saptanan nodüllerin, kanser
riskini artırmadığının da altını çizerek, şunları kaydetti:
"Türkiye gibi tiroit hastalıklarının çok sık
görüldüğü ülkelerde, tiroit bezinde saptanan nodüllerin önemli bir kısmı iyi
huylu nodüllerdir. Bu tipteki nodüllerin 6 ay-1 yıl arayla izlenmesi gerekir.
Tiroit nodülünün 1 santimetreden büyük olması, kanlanmasının artması, içinde
kireçlenme olması ve kenarlarının düzensiz olması durumunda bu nodüllerden iğne
biyopsisi yapılması gerekir. İğne biyopsisi ile tiroit bezindeki nodülden
patolojik inceleme için örnek alınarak tanı konulur."
Doç. Dr. Atalay, "Tiroit bezinde saptanan
nodülden biyopsi yapılması, kanserin yayılmasına neden olur."
söylemlerinin de gerçek dışı olduğunu vurgulayarak, "Çünkü biyopsi
sırasında ve sonrasında tiroit kanserinin yayılma riski çok düşüktür. Tiroit
kanseri tanısı ilk aşamada ince iğne biyopsisi ile konulur ve bu tip biyopsi
herhangi bir yayılma riski taşımamaktadır." ifadesini kullandı.
Tiroit kanseri tanısı konulanların ameliyat sonrasında
mutlaka kemoterapi ve radyoterapi almaları gerekmediğini aktaran Atalay,
şunları kaydetti:
"Çünkü tiroit kanserine ilişkin ameliyatta tiroit
bezinin tamamı çıkarılır. Ameliyat sonrası tiroit kanserinin tekrarlamasını ve
boyundaki lenf bezleri ile uzak organlara yayılmasını önlemek amacıyla
radyoaktif iyot tedavisi uygulanır. Sadece diğer tümörlere göre çok daha hızlı
seyreden ve ileri yaşlarda görülen anaplastik tiroit kanserinde kemoterapi ve
radyoterapi tedavi seçeneği olabilmektedir."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder