Sağlık
Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güneş Gür Aksoy,
"Ultraviyole maruziyetinin melanoma tipi kanserlerin yüzde 65’inden,
melanoma dışı deri kanserlerinin de yüzde 90’ından sorumlu olduğu
düşünülmektedir. Güneşten korunmak cilt kanserini önleyebilir." dedi.
Aksoy, ultraviyolenin (UV)
deri kollajenini yıkarak yok eden metalloproteinazların daha çok çalışmasına
neden olduğunu, bu yolla derinin hızla yaşlandığını anlatarak, şöyle devam
etti:
"Deride biriken reaktif
oksijen türevleri de bir yandan deriyi hızla yaşlandırırken, bir yandan da
kanser oluşumuna katkıda bulunur. Özellikle UVB ve bir miktar da UVA, DNA
tarafından emilerek bozulmasına neden olur. Oldukça düşük UVB düzeylerinin dahi
yoğun DNA hasarına neden olabildiği gözlenmiştir. Deri kanserleri bu hasarların
yıllar içinde birikmesiyle normal işleyişin bozulmasıyla oluşur. Uzun süreli
süreğen güneş maruziyeti yanında yoğun, kısa süreli, aralıklı ultraviyole
maruziyeti de çok ölümcül bir deri kanseri olan melanoma riskiyle ilişkili bulunmuştur.
Ultraviyole maruziyetinin melanoma tipi kanserlerin yüzde 65’inden, melanoma
dışı deri kanserlerinin de yüzde 90’ından sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Güneşten korunmak cilt kanserini önleyebilir."
"Beş
deri kanserinden dördü, güneşten korunarak önlenebilir"
Aksoy, özellikle çocukların
güneşten korunması gerektiğine işaret ederek, "Çünkü çocukluk döneminde
fazla güneş alınması, hayatları boyunca deri kanser riskini arttırmaktadır.
Buna rağmen sevindirici olan erken ve düzenli güneşten korunma ile ultraviyolenin
bu etkileri önlenebilmektedir. Uzmanların görüşüne göre her beş deri
kanserinden dördü, güneşten korunarak önlenebilir" dedi.
Ultraviyole indeksinin
meteoroloji tarafından ölçüldüğünü ve hava durumu uygulamalarıyla cep
telefonundan dahi bu bilgiye ulaşılabildiğini anlatan Aksoy, UV indeksi 3 ve
üzerindeyse mutlaka yoğun güneş koruyucu önlemler alınması gerektiğini dile
getirdi.
Aksoy, özellikle gölgenin
kısa olduğu öğle saatlerinde güneşten korunulması gerektiğini ifade ederek,
"Daima gölgeyi tercih etmek korunmada birinci basamaktır. Geniş kenarlı
şapka, başınızı, yüzünüzü, kulaklarınızı koruyacaktır. Şapka seçerken ışığa
tutup, ışık geçirmeyenler tercih edilmelidir. Güneş kremleri en az 20 dakika
deriden emildikten sonra sizi güneşten koruyabilir, dolayısıyla dışarı çıkmadan
20-30 dakika önce güneş kremleri sürülmelidir. Yüzdükten sonra veya 2 saatte
bir güneş kremleri yenilenmelidir." diye konuştu.
"Bronzlaşmış deriden D
vitamini yapımı beklenmez"
Güneş kremlerinin az
sürülmesinin de korunmanın azalmasına neden olacağına dikkati çeken Aksoy,
"Özellikle sprey formlarını daha sık yenilemekte yarar vardır. Güneş
kremleri serin, kuru yerde saklandıklarında etkinliklerini korurlar ancak deniz
kenarı, araba gibi sıcak yerlerde duran güneş kremlerinin ömrü 6 aya kadar
düşebilir." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Güneş Gür Aksoy,
"Yoğun güneşten korunma D vitamin eksikliği endişesi yaratabilir. Ancak
unutulmamalıdır ki yaşlılarda, koyu tenlilerde, aşırı kilolularda D vitamininin
deriden yapımı çok azdır. Uzun süre güneş altında kalmak daha fazla D vitamini
yapımına neden olmaz. Yaklaşık 15 dakika sonra D vitamininin fazlası yıkılmaya
başlar. Yine bronzlaşmış deriden D vitamini yapımı beklenmez. Ultraviyole
indeksi ancak 3'ün altındayken korunmasız gezilebilir. Yağlı balıklar, yumurta,
et gibi besinler D vitamini açısından zengindir. En iyisi ise kanser olmadan da
eksiklik varsa takviye D vitamini almanın da mümkün olmasıdır. Bu konuda
doktorunuz yardımcı olacaktır." şeklinde konuştu.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder